Home Babil Astrolojisi

Babil Astrolojisi

by Zeynel Eroglu

Klasik AstrolojiModern Astroloji Hint Astrolojisi Ruhsal Astroloji – Çin Astrolojisi Osmanlı AstrolojisiCeltik Astrolojisi Ari Astroloji – Türk AstrolojisiBabil Astrolojisi Birmanya Astrolojisi –  Maya Astrolojisi – Uranyen AstrolojisiMısır Astrolojisi Tibet Astrolojisi Helenistik Astrolojisi – Kabalistik AstrolojisiKatarcik Astrolojisi Kızılderili Astrolojisi – Ezoterik Astrolojisi

 

 

 


 

BABİL ASTROLOJİSİ

Babilli din adamları gök cisimlerinin devinimlerini okumada, kralların yazgılarını, hava durumunu öngörmede büyük “beceri” kazanmışlardı. Ay ve Güneş tutulmalarını, kuyruklu yıldızları, kurban edilen hayvanların iç organlarının koşulları gibisinden “işaretleri” yorumlayarak görevlerini yerine getiriyorlardı. Babilli din adamları geleceği öngörmede iki yöntem kullanıyorlardı:

  • Birinci Yöntem: Haruspex : Kurban edilen hayvanların karaciğerlerinin incelenip yorumlanması.Bunu “sakatat okuyucuları” yapıyordu.
  • İkinci Yöntem : Hemeroloji:  Gökyüzünün ve gökyüzünde süregelen olayların okunması…

Babilliler üzerine çalışan uzmanlar haruspex’in daha önemli olduğuna işaret ediyorlar. “Sakatat okuyucuları” daha çok karaciğer üzerine yoğunlaşmışlardı. Çünkü karaciğerin biçimi ve ağırlığı Babillileri çok etkilemişti. Erken dönem Babil’de gökyüzü olaylarını okuma ve yorumlama da önemliydi. Özellikle tutulma ve kuyruklu yıldızlara büyük ilgi vardı. Haruspex işlemlerine ilişkin kanıtlarımız, karaciğer biçimindeki kil ve bronz modellerin günümüze dek çok iyi korunmuş olmasındandır.
Büyünün kullanılmaya başlandığı en erken çağ yine Babil dönemine rastlıyor…
Kurban törenleri sırasında çıkarılan taze, kanlı karaciğerleri inceleyen din adamları geleceği nasıl “okuyabiliyorlardı”? İşte büyünün devreye girdiği nokta tam da burası! Din adamı, geleceğe ilişkin olayları öngören karaciğer koşullarını yorumlarken önceden belirlenmiş olan kurallara sıkı sıkıya uyuyordu. Bu kuralları belirleyen etmenler, karaciğerin boyutları, şekli, rengi ve üzerindeki olağandışı görüntülerdi. Örneğin, sağa doğru kıvrılmış olan karaciğer uygun koşulları öngörürken, karaciğerin boyu, başarı ve uzun yaşama ilişkin öngörülerde bulunuyordu. Bu tür davranışlar en katıksız ve en yalın biçimiyle büyü demektir: din adamları karaciğerin koşullarıyla dış dünya arasında benzerlikler ve ilişkiler kurmuşlardır.
Aslında hepimizin deneyimidir, evcil hayvanların davranışları, bir kuşun uçuşu veya herhangi bir günlük olay geleceği okumada kullanılabilir.
Babillilerde olduğu gibi günümüz astrologlarının öngörülerinin sınırlarını belirleyen tek şey düş güçleridir!
Tutulmalar Babilliler için felaket anlamına geliyordu. Çünkü birileri Babillilerin tanrılarını onların gözleri önünde “yiyordu”! Eğer ay, ve daha önemlisi Güneş, gökyüzünden fiziksel olarak yokolacak olursa, bir felaketle karşılaşacaklarına inanıyorlardı. İlkeldiler ancak felaket korkusuna kapılmada son derece haklıydılar. Çünkü tutulmaların bir gök cisminin gölgesinin yeryüzüne düşmüş olduğunun ayırdında değillerdi. O nedenle onlar için tutulmalar, Güneş, ay ve onları simgeleyen tanrılar ve dolayısıyla tanrıların yönetimi altında bulunan insanlar için tehlike demekti.
Bu tür okumalar kuşkusuz henüz horoskop astrolojisi sayılamaz. Ancak, bugün çoğu ülkede kullanılan astroloji Babil’de kullanılan horoskop astrolojisini andırıyor. Babilliler bir yandan büyü kuralları geliştirirken diğer yandan da dikkatli astronomik gözlemler yapıyorlardı.

 

Yıldızların, bibbu adını verdikleri gezegenlerin, tutulmaların, kuyruklu yıldızların ve novaların geliş gidişlerine ilişkin dökümler tutuyorlardı. Diğer bir deyişle, ayın değişen evrelerini izleyen Paleolitik avcıyla başlayan gökbilimin gelişmesi büyünün gelişmesiyle koşut gidiyordu. Anımsamakta yarar var, Babilliler için Ay Güneş’ten daha önemliydi.