Home Genel Vefk ve Kader İlişkisi

Vefk ve Kader İlişkisi

by Zeynel Eroglu
0 comment

İmanın şartlarından bir tanesi de kadere imandır. Kader, Allahü Zül Celal in kulu hakkındaki takdiridir. hiç bir olay yoktur ki, Allahü Zül Celal in iradesi dışında cereyan etsin. Allahü Zül Celal den gayrı bir kudret kaynağı olmadığına göre, O nun iradesine karşı gelme imkanı da yoktur. O, tek ve mutlak yaratıcı kudrettir ve her şey O nun “Ol!” emri ile olur her şey. Bunlar kadere imanın temelleridir ve hepimizce malumdur.

Vefkler de öteki tüm sebepler gibi, bir girişim aracıdır. Asla oluşum vasıtası değildir. Oluşumun sırrı Allahü Zül Celal in elindedir ki, bu sırrı bizimle paylaşmış değildir. Kimileri vefklerin kadere ters müdahale ettiğini, hatta kaderi değiştirdiğini iddia ederek vefkleri haram saysa da, bu zannın sebebi sırf bilgisizliktir. Biz biliyor ve mutlak surette iman ediyoruz ki, Allahü Zül Celal “Ol!” dediğinde bunun karşısında durma imkanı yoktur.

O süre akla şu geliyor. şayet her şey Allahü Zül Celal in dilemsi ile oluyorsa, ve O nun muradına karşı konulamıyorsa, vefk yapmanın ne anlamı var. aslında bunu anlamak adına alim olmaya gerek yok. şöyle ki, Allahü Zül Celal sınav gereği, kullarına çeşitli sıkıntılar gönderiyor ve sabretmeyi, meşru yolları kullanarak gayret göstermeyi, bunları yaparken kendisine teslim olup güvenmeyi emrediyor. Ve belki de en önemlisi, hükmine rıza göstermeyi emrediyor. işte vefkler de bu zincir arasında, meşru imkanlardan biri şekilde yerini alıyor.

Bizler, Allahü Zül Celal in “Ol” derken, kullarının, gayretini, sabrını, şükrünü, teslimiyetini vs. değerlendirdiğini biliyoruz. Bu nedenden de vefkleri tevekkülün bir parçası olarak görüp, meşru sınırlar içinde kalarak yapıyoruz.

İlgili Yazılar

Leave a Comment