Kendi İçimizde Yatan ve Gelişmemizi Frenleyebilen Bazı Etkenler

Kendi içimizde yatan ve gelişmemizi frenleyebilen bazi etkenler olaylara biraz bencil olma sanatı yönünden bakmada yarar var.yani kendi üzerinizde,

başkaları üzerinde olduğundan daha çok durunuz.

Ve tüm engellere karşın doğru bildiğinizi yapmaya çalışınız.

Bu ilkeyi yapmaya başladığımız zaman yaşamda bayağı değişiklik olabilir.

O halde neden sık sık izlenen bir davranış değildir?

kolay bir çözümü uygulama alanına sokmak, bir çözümden kaçmaktan daha zor ve yorucu olabilmektedir.

Bir çözümden kaçmanın en emin yolu ise, hiç çözüm aramamaktır.

Bu yüzden çok insan, gerçekte büyük güçlüklerle karşılaşmaksızın çözebileceği sorunlarla baş başa yaşamayı yeğleyebilir.

Bu konuda en çok duyulan sözler; “nasılsa geçer” ya da “ böyle ayrıntılarla uğraşacak zamanım yok” gibisinden sözlerdir.

Zaman yokluğu, çok işin olması, başkalarını düşünmek zorunluluğu, insanların kendi sorunlarından kaçmak için ileri sürmeyi en çok sevdiği özürlerdir.

Oysa gün gelir, bu sorunlar tüm yaşamımızı biçimleyen engellere dönüşür.

Önemsemediğimiz, kendi sorumlarımıza henüz en kolay biçimde çözümlenebilecekleri sırada çözüm bulabilme konusunda belirginleşir.

Daha sonra, sorunlar artık bizi aştığında bunun sorumluluğunu başkalarına yüklemeye çalışırız.

Bu tutum ve davranışın en tipik örneklerini belki şöyle sıralayabiliriz: *milyonlarca insan yaşamları boyunca sağlıklarını bozmak için ellerinden ne geliyorsa yapabiliyorlar.

Sonunda ilk önemli aksaklıklar baş gösterdiğinde ise hemen doktorlara koşuyorlar.

*tıpkı avukatlar,bankalar,politikacılar,yargıçlar ya da devlet gibi doktorlarda insanların son ana değin kaçtıkları sorunların çözümünü bekledikleri kurumlar arasında yer alırlar.

*çoğu durumlarda doktor hastalığımızı belirginleştiği noktada tedavi eder.

Bize baş ağrımızı geçici olarak dindirecek bir ilaç yazar.

Buna karşılık bu ilaç öteki organlarımızı bozabilir.

*ileride ortaya çıkabilecek olan bu gibi sorunlar, bu gün bizi ilgilendirmez.

bizim şimdilik istediğimiz, genellikle çabuk çözümlerdir.

Bu çözümler de bize derhal verilir.ama sorun geniş bir zaman parçası içersinde ve

süreklilik açısından ele alındığında kendimize ancak kendimizin yardım edebileceğimiz kuşkusudur.

Bunun için uzman danışmanınızdan yardım alabilirsiniz.

Kendimizin kendimize yardım edebilmek için ilk adımı, başkalarının gerçekleştireceği

mucizeleri beklemek yerine mutluluğumuzu kurmaya kendimizin çalışması- nı önleyen engeller üzerine eğilmekte yarar vardır.

sorumluluğu daha baştan başkalarına yüklemek, çok daha kolaydır.

Böylece ilerde, yarı yolda kaldığımızda sağlam bir özrümüzün bulunacağını düşünürüz.

Bu yüzden her şey için vaktinde bir sorumlu bulmak, toplum içersinde sevilen bir oyun olup çıkmıştır.

*yıllar boyu bozduğumuz sağlığımızı düzeltmek doktorların sorumluluğundadır.

*güvenlik ve refahı sağlamak devletin sorumlulu- ğundadır.

onun bunları sağlamak için nasılsa bir yol bulacağı düşünülür.

Önemli olan, bunlar sağlanırken bizim elden geldiğince az çaba harcamamızdır.

*iznimizde çıkacağımız gezinin planlanmasını bile seyahat acentelerine bırakır ve böylece bizi dinlendirecek olan bir gezinin sorunlarından kaçmayı düşünürüz.

*gerçekte satın aldığımız bir sürü şey içersinde ancak pek azına gereksinebiliriz.

Ama başka- larında da bulunduğu için, çok şey almak isteyebiliriz.

Kendi mali olanaklarımız buna yetmediğinde borç alırız ve bu yüzden kendimizi yıllar boyunca alacaklılara karşı bağımlı kılarız.

frenleyebilen

Her türlü rizikodan kaçınmanın kolay yolu budur frenleyebilen.

En azından kısa bir süre için ve yaşamımızın sahibi olmaktan çıkacağımız gün gelip çatana kadar.

O gün geldiğinde, bizi mutlu ve bağımsız kılabilecek olanların tümünü başkalarının ipoteği altına koymuş olduğunu görürüz.

Bazı davranışlarımızı uzman danışmanımızla paylaştığımızda kendi yolumuzda daha etkin ilerleme imkanı bulabiliriz.